Gemi Adamı Çalışma Sözleşmesinin Hüküm ve Koşulları (21)
Denizcilerin Çalışma ve Dinlenme Süreleri Kaydı
Uyumluluk, Güvenlik ve Yorgunluk ÖnlemeWork/Rest Hours Record (Çalışma ve Dinlenme Süreleri Kaydı), bir gemideki en önemli belgelerden biridir. Bu kayıt, yalnızca uluslararası kurallara uyumu değil, aynı zamanda her denizcinin sağlığını, güvenliğini ve performansını da korur. Doğru planlanmış çalışma ve dinlenme saatleri, güvenli operasyonun ve yorgunluk kaynaklı kazaların önlenmesinin temelidir.
1. Hukuki Çerçeve: MLC 2006 ve STCW 2010
Denizcilerin çalışma ve dinlenme süreleri iki ana uluslararası sözleşmeyle düzenlenmiştir:
Maritime Labour Convention, 2006 (MLC 2006) – Madde 2.3 “Çalışma ve Dinlenme Süreleri”;
STCW Sözleşmesi (2010 Manila Değişiklikleri) – Bölüm A-VIII/1 “Göreve Uygunluk”.
Bu iki sözleşme birbirini tamamlar. Amaç, denizcilerin aşırı çalışma sonucu oluşan yorgunluk ve hata riskinden korunmasıdır.MLC 2.3’e göre:
En fazla çalışma süresi 24 saatte 14 saat ve 7 günde 72 saat olmalıdır; veya
En az dinlenme süresi 24 saatte 10 saat ve 7 günde 77 saat olmalıdır.
Dinlenme süresi en fazla iki bölüme ayrılabilir, bunlardan biri en az 6 saat olmalı ve iki dinlenme arasındaki süre 14 saati aşmamalıdır.
2. Work/Rest Hours Record’un Amacı
Bu kayıt aşağıdaki işlevleri taşır:
MLC ve STCW kurallarına uygunluğu belgelemek;
Emniyetin ve operasyonel istikrarın sürdürülmesini sağlamak;
PSC, Bayrak Devleti ve ISM denetimlerinde resmi delil oluşturmak;
Vardiya planlamasında yönetime yardımcı olmak.
Her denizci kendi çalışma ve dinlenme kayıtlarını tutmalı, bu kayıt kaptan veya yetkili zabit tarafından imzalanmalıdır.
3. Uygulamada Karşılaşılan Zorluklar
Kurallar açık olsa da uygulamada bazı güçlükler yaşanır:
Yoğun operasyonel baskılar, özellikle liman operasyonları sırasında;
Yetersiz mürettebat nedeniyle aşırı çalışma;
Hatalı veya kasıtlı yanlış kayıtlar;
Yorgunluğun hafife alınması veya “normal” görülmesi.
Bu ihlaller yalnızca uluslararası düzenlemeleri değil, aynı zamanda iş güvenliğini ve gemi sertifikasyonunu da riske atar.
4. Yorgunluk ve Sonuçları
Yorgunluk, IMO ve ILO tarafından en ciddi denizcilik güvenlik riski olarak kabul edilmektedir. Araştırmalara göre, yeterli uyku alamayan personelin tepki süresi ve karar verme yeteneği alkol etkisi altındaki bir kişiye benzer. Avrupa Deniz Güvenliği Ajansı’na (EMSA) göre, deniz kazalarının yaklaşık %30’u doğrudan yorgunluktan kaynaklanır.Bu nedenle, çalışma ve dinlenme sürelerinin kaydı bir “kâğıt yükü” değil — hayati bir güvenlik aracıdır.
5. Modern Takip Sistemleri
Günümüzde birçok denizcilik şirketi elektronik sistemler kullanır:
Dijital kayıt sistemleri (AMOS, NS5, DANAOS, MarineHR);
Otomatik ihlal uyarıları;
Vardiya planlama entegrasyonu;
Yorgunluk analiz modülleri.
Bu sistemler, denetimler için verileri şeffaf biçimde sunar ve gerçek zamanlı uyumluluk sağlar.
6. Armatör ve Kaptanın Sorumlulukları
MLC 2006 ve ISM Kodu uyarınca:
Her mürettebat üyesi için doğru kayıt tutulmalıdır;
Gemi operasyonları için yeterli personel bulundurulmalıdır;
Zabitan yorgunluk farkındalığı eğitimi almalıdır;
Kayıtlar en az 12 ay süreyle gemide saklanmalıdır.
Aykırılıklar limanda alıkoyma, para cezaları veya sertifika iptali ile sonuçlanabilir.
7. Denetimler ve Uygunsuzluk Sonuçları
PSC, bayrak devleti ve ISM denetçileri kayıtları dikkatle inceler. Sık rastlanan hatalar:
Eksik veya imzasız formlar;
Aynı kayıtların tüm personele uygulanması;
Aşırı çalışma ve yetersiz dinlenme;
Kuralların bilinmemesi.
Sonuç: gemi alıkonabilir, DMLC belgesi iptal edilebilir, hatta P&I kapsamı kaybedilebilir.
8. Uyum İçin En İyi Uygulamalar
Günlük kayıt kontrolü;
Otomatik ihlal uyarı sistemi;
Liman operasyonlarından önce vardiya ayarlaması;
Haftalık yorgunluk değerlendirmesi;
“Cezasız bildirim” kültürüyle açık iletişim.
Doğru yönetim, kazaları önler ve mürettebatın moralini yükseltir.
9. Sonuç
Work/Rest Hours Record, yalnızca bir form değil — denizcinin hayatını koruyan bir belgedir. Düzenli ve doğru kayıt tutan şirketler, profesyonelliklerini, güvenlik kültürünü ve denizcilere verdikleri değeri kanıtlar. Dinlenmeye öncelik vermek, hem uyumluluğu hem de insan hayatını korur.